12 Ocak 2015 Pazartesi

Bilinçli Beslenme


Bu ara zaman bolluğundan kütüphaneye gidip kitapları kontrol edebiliyorum. Gözüme takılan şu kırmızı yazı oldu. Ben de hayatım boyunca kilo sorunu yaşadığım için artık bir çoğu gibi "diyetteyim" kelimesinden nefret ettim. Beni tanıyanlar bilir lise - üniversite zamanı çok kilolu geçti ve sonradan bir çaba, azimle o fazla kiloyu verebildim. Artık koruma aşamasındayım ama zaman zaman kaçmıyor mu, kaçıyor. Kitabı okurken gerçekten çok eğlendim. Çok basit diye bilip de dikkat etmediğimiz şeyler ertesi gün gelip bizi ısırabilir. Kitaptan 2-3 bölüm çıkardığım tavsiye şeklinde bilgileri aktarmaya çalışacağım. Ancak bölümün ana fikrini tamamen anlamanız için arka plandaki hikayeyi yazarın anlatım tarzıyla birlikte okumanız çok daha faydalı olacaktır. Tabi bir de size aktaramadığım 888 deney, hikaye, bilgiyi okumak için kitabı almanızı tavsiye ediyorum. Ben kitabın siparişini verdim bile kesinlikle kütüphanemde olması gereken bir kitap.

Bölüm X - Bilinçsizlik Sınırı :

**Herkesin büyük oranda yeme planını çevresel faktörler belirler. Aile, arkadaş, ambalaj, tabaklar, isim, etiket, ışık, renkler, mum, koku, mesafe, buzdolabı... Bu liste tabi ki çok daha fazla uzatılabilir ve bilinçsiz olduğumuz zaman bütün bu etkenler tamamen görünmez durumdadır.
Yemek yerken her lokmadan sonra "açlığım gitti mi?" diye düşünmemiz gerekirken aslında bunu yapmıyoruz. Doyduğumuzu anlamamız için gereken işaretleri takip ediyoruz. Örneğin tabağın bitmesi, masadakilerin kalkması, midenin artık tıka basa olduğunu hissetmek vs.. Amerikan ve  Fransızlar arasındaki fark :Amerikalı tamamen doyduğu zaman yemek yemeyi bırakıyor, Fransızlar ise açlığım gitti dedikleri zaman..
Deney - A:
Yazar bayat patlamış mısır deneyinden bahsediyor. Bir sinema salonunda izleyicilere büyük ve orta boy şeklinde 5 günlük bayat mısır veriliyor. Mısırın bayat olmasına rağmen büyük boyutta alanlar 173 kalori daha fazla alıyor  yani mısır kabına 21 kez  fazla hamle yapıyor. Bayat mısırı çok sevdiklerinden değil, sadece sinema, ışıklar, ellerinde bedava patlamış mısır ve boyutu. Her şey normal gibi görünse de değil aslında.

**Kimse yatağa bir deri bir kemik girip de sabah şişman kalkmaz. Çoğu insan o kadar kademeli kilo alır(verir) ki nasıl olduğunu anlayamaz. Ta ki çok sevilen pantolonun içine girmekte zorlanana kadar. İstisnalar da vardır tabi ki .Benim bir ara yaptığım gibi her akşam profiterol yapıp oturup hepsini yerseniz tabi ki kilo alacağınızı bilirsiniz. Sonuç olarak eğer çok yersek bunu biliriz, az yersek de biliriz. Ama kendimizi iyi hissettiğimiz ve küçük farklardan haberdar olmadığımız bir kalori -bilinçsizlik sınırı - vardır. Yani 1900 ile 2000 kalori arasındaki farkı anlayamadığımız gibi 2000 ile 2100 kalori arasındaki farkı da anlayamayız. Fakat 1 yılın sonunda bilinçsizlik sınırı 4,5 kilo almamıza ya da kaybetmemize neden olabilir. Negzel değil mi? Sinsice gelen kalorilerin tehlikesi budur. Bu durumu kendi avantajımıza çevirebilmek için bilinçsizlik sınırını
eksi kilo tarafına  doğru çekmeliyiz. Kaldı ki bunu yaparken yediğimiz hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz. Peki bunu kaç değişik şekilde yapabiliriz, bilinçsizce? Çok fazla..

Not : Yeniden Yapılandırma stratejileri adında başlıklar var. İnanılmaz faydalı şeyler var.

Deney - B (Kuzey Dakota Şarabı Deneyi):

Restauranta gelen konuklara aynı yemek, aynı ilgi ve aynı şarap ikram ediliyor. Tek fark şarap şişelerinin etiketindeki yazı. Birisinde "Kuzey Dakota'dan Yeni" , diğerinde "California'dan Yeni" yazmakta.
Deney sonucunda gözlemlenen : Her şeyin aynı sadece etiketin farklı olmasına rağmen California (!) şarabını içenler daha fazla yemek yiyor ve restaurantta daha uzun süre kalıyor. Çünkü California etiketi onlara "bu yemek güzel olacak" gibi bir his yaratıyor ve yemekten zevkle yemelerine sebep oluyor. Çok dikkatli olduğumuz anlarda bile yemek ile ilgili hatalar yapabiliyoruz ve ne yazık ki bu genelde aleyhimize işliyor. Bunu kendi lehimize çevirmek çok basit.

**Diyet Yapanın İkilemi :

Mahrumiyet diyetleri süresince kendimizi bir şeylerden mahrum bırakırız. Karbonhidratlar, yağlar, kırmızı et, atıştırmalar, pizza, kahvaltı, çikolata vs.. Mahrumiyet diyetleri 3 nedenden dolayı ömür boyu mutluluk vermez. 1 - Vücudumuz onlara karşı savaş verir.
2 - Beynimiz onlara karşı savaş verir.
 3 - Günlük çevremiz onlara karşı savaş verir.

Vücudumuz milyonlarca yıllık evrim sonucunda "sadece salata yiyorum" hilemize kanmayacak şekilde zeki hale gelmiştir. Onun için kendimizi kandırmaya gerek yok.

Kitapta bir sürü deneyden, yaptığımız hatalardan(aptalca, farkında bile olmadan) bahsedilmiş. Örneğin masa başında çalışan bir kadın üzerinde şöyle bir deney yapılmış. Çekmecesine koyduğu çikolataları  odanın sonundaki dolaba koyarak bile gün içinde hatrı sayılır şekilde daha az çikolata yemiş.
Benden bu kitapla ilgili bu kadar.. Bence kilo iyi bir şey değil ve kiloyla savaşan insanlara saygı duyuyorum.



0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.